Thursday, May 22, 2008

HANGİSİNİ İÇMELİ? AÇIK SÜT MÜ, KUTU SÜTÜ MÜ ŞİŞE SÜTÜ MÜ?

Sütün çocuklar ve bizler için ne kadar faydalı olduğu bir besin kaynağı olduğundan burada bahsetmeyeceğim. Bunu herhalde bilmeyen yoktur. Bu konuda benim kafamı uzun zamandır kurcalayan nokta hangi sütün gerçekten daha sağlıklı olduğuydu.Yapılan reklamlarla sürekli açık sütler karalanıp UHT kutu sütlerinin kullanımı teşvikedildiğinden yıllardır ben de kendim ve çocuklarım için hep bunları kullandım. Daha sonra internette tesadüfen okuduğum bazı yazılar bize reklamlar yoluyla öğretilmeye çalışılan bu "kutu şütü" doğrusundan şüphelenmeme neden oldu. Bugün internette okuduğum Cerrahpaşa Üniv. den Prof.Dr. Ahmet Rasim Küçükusta´nın yazısı şüphelerimde ne kadar haklı olduğumun ispatı oldu. Ben de bu bilgileri sizinle paylaşmak istedim. Artık kararı kendiniz verin.
Kutu sütü diye tabir edilen sütler UHT yöntemiyle yüksek ısılara maruz bırakılarak, meselâ 135-150 derecede 2-4 saniye tutularak içlerindeki tüm mikroplar öldürülüyor. Bu sütler kutuları açılmadığı taktirde 4 ay bozulmadan kalabiliyorlar. Ağzı kapalı günlük şişe sütleri ise pastörizasyon yöntemiyle 72 derecede 15 saniye tutularak mikroptan arındırılıyor.
Sütün içilmeden ve değişik şekillerde kullanılmadan önce yüksek ısılara tabi tutulmasının sebebi, içinde bulunabilecek zararlı mikropların öldürülmesi yani bir anlamda kesilmesinin önlenmesi; zaten bizim için en önemli nokta da burası.Sütte hastalık yapabilen mikroplar bulunabildiği gibi, probiyotikler de denen vücut için faydalı ‘dost mikroplar’ da bulunuyor. Bunlar, bırakın hastalık yapmayı, tam aksine sağlıklı yaşayabilmemiz için mutlaka gerekli olan mikroplar. Bağırsaklarımızdaki mikropların yüzde 85’ inin bu dost mikroplardan oluştuğunu ve bunların hastalık yapıcı olanlarının üremelerini önlediklerini de belirtelim ki, mesele daha iyi anlaşılsın.İşte, bu ısıtma işlemi sırasında da zararlı mikroplarla beraber ‘sütü süt yapan’, onu asıl faydalı kılan probiyotikler ve bunların ürettikleri enzimler ve vitaminler de istenmeden tahrip oluyor. Isıtma yöntemleri içinde sağlığımız açısından en iyisi bizim çocukken yaptığımız ‘süt pişirme’ işlemi, yani sütün bir taşım kaynatılması. Pastörizasyon ve özellikle de UHT denilen yöntem ise ‘iyi-kötü-çirkin tüm mikropları’ öldürdüğü için sütü süt olmaktan çıkarıyor. Çünkü, süt içinde bulunan probiyotikler sebebiyle çok faydalı bir içecek, onları yok ettiniz mi inek sütünün sinek sütünden bir farkı kalmıyor.
Bunları anlattıktan sonra Prof.Dr.Ahmet Rasim Küçükusta sonucu şöyle bağlıyor:
Gelelim neticeye: varsa ve güveniyorsanız daima açık sütü tercih edin, yoksa şişe sütü, o da yoksa kutu sütü alın.
Yazının orjinaline ulaşmak isterseniz:
http://blog.mynet.com/ahmetrasimk1/yazi/acik_sut_mu_sise_sutu_mu_kutu_sutu_mu__icmeli/127754#more-127754

14 comments:

Tijen said...

Sağolasın paylaştığın bu bilgi için Pelin'ciğim. Geçenlerde yemek grubunda konuşmuştuk bu konuyu ya ben de bazı bilgileri tam olarak bilmiyordum.

Pelin said...

Pelinciğim,Adaşım,
Merhaba demeye geldim.Faydalı bilgi
için teşekkürler.Sevgiler

pelince said...

Pelin bu yazı çok faydalı,benimde kafam akrışıkdı bu konuda...Dünde dünya süt günüydü bol bol süt içtim bende:)
Dondurma kalıplarını nerden bulduğum sormuşsun ,annem kıbrıstan getirdi bana.Yakın bir yerde bulursam haber veririm mutlaka..

Nalan Kaplan said...

Merhaba Pelin'ciğim aslında bulunabilse açık sütler tabiki çok daha iyi bencede ama dediğim gibi büyük şehirlerde artık neredeyse hiç kalmadı böyle şeyler.Temiz ve güvenilir olduktan sonra taze sağılmış mis gibi süte kim hayır der :))sevgiler...

yemek said...

Sevgili Pelin, iki gün önce ben de benzer bir konuşma dinlemiştim.
Zaten teknoloji geliştikce reklam sektörü bizi o yöne doğru yönlendiriyor malesef. Geçmişte kullanlan her yöntem kötüleniyor. Oysa eski insanlar daha sağlıklıydı. Yani bu tuzaklara düşmemek için mümkün mertebe işlenmiş gıda almamak ya da en az işleme tabi tutulanları tercih etmek gerek.
Alıntın benim de kafamdaki sorulara cevap oldu. Teşekkür ediyorum.
Sevgiler...

Anonymous said...

Pelinciğim,bende teşekkür ederim.Doğrusu bilmiyordum.Bende yıllarca kutu sütünün daha hijenik olduğunu biliyordum.Şişe sütüne gelincede iadeli olanlarını hijenik açıdan güvenemiyordum.Artık ne yapacağımızı,neye güveneceğimizi şaşırdık kaldık.açık sütlere de benim çevremde güvenemiyorum.

Damak Tadı said...

Pelin'ciğim,inanrmısın ben hiç süt içmem..((Sadece her gün içtiğim kahveme eklediğim bir ölçü vardır.Onun dışında içmem..Kötü alışkanlıklar olmasa..((

Bilgiler için çok teşekkürler canım..

Sevgiler

Damak Tadı said...

Pelin'ciğim,inanrmısın ben hiç süt içmem..((Sadece her gün içtiğim kahveme eklediğim bir ölçü vardır.Onun dışında içmem..Kötü alışkanlıklar olmasa..((

Bilgiler için çok teşekkürler canım..

Sevgiler

Anonymous said...

Yazının hepsini verdiğiniz link'den okudum. Konu bir defa bir çok açıdan tartışmaya açık. Fazla özünden sapmayarak ben de birşeyler eklemek istiyorum. Öncelikle hiç bir işlem görmemiş sütün içinde sağlığınız için riskli bakteriler var. Pastörizasyonun amacı sütün içindeki bu bakterileri öldürmek. Yani doktorumuzun "negatif propaganda var" diye bahsettiği şey propaganda değil, bir gerçek. Üstelik insan sağlığını tehdit eden cinsten.

Bir ikincisi de, işlenmiş gıdalar, teknoloji, insan sağlığı her zaman birbirini kötü etkilemek zorunda değil. En az işleme tabi tutulanların tercih edilmesi konusunda bir çoğumuz hemfikiriz eminim.

İşin teknik kısmında çok fazla detaya girmek istemiyorum, ama merak eden olursa seve seve gerekli linklere yönlendirebilirim. Herkesin korkusunu, duyarlılığını anlıyorum ama, büyük bir çoğunlukla katılmıyorum.

pelin said...

Ayşegül Hanım
paylaşımınız için teşekkürler.
size ulaşmak isteyecek arkadaşlar için bir link ya da adres verebilirseniz sevinirim.

DREAMER Elif GÜNEŞ said...

merhaba,
cok guzel bilgiler vermisisn.ben de daha once bu konuyu duymustum ama bu kadar detaylı bilmiyordum.
dusuk isida pastorize olmasi nedeniyle saglik acisindan sakincali olabilir mi veya nakliye srasinda soguk zincirde bir sorun oldu mu gibi sorular zihnimi kurcalamasin diye denememistim.
Yazını okuduktan sonra gunluk sut almaya basladim.
Ayrica lezzeti de icimi de cok daha guzel gunluk sutun.coculugumdaki sut tadini tekrar aldim.
selamlar,
Elif

zehra said...

keske sut ıcebılseydım kendımı o kadar cok zorluyorum kı ama nafıle sut ıcemıyorum cok kotu ama ıcemıyorum
......................
yasasın pazartesi cumanın gelmesıne 5 gun kaldı :)
mutlu guzel bır hafta dılıyorum

NEŞELİ MUTFAK said...

ben de bu konu üzerine yazı yazacaktım blogumda ya bu ne böyle sanki bizler ve bizden önceki nesiller açık süt içtilerde öldüler mi bunu anlamıyorum açık süt tehlikeli diye bagırıp duruyor insanlar ama bu kadar da olmazski vücudun mikrobada ihtiyacı var.ben 3. sınıf okutuyorum.kitapta süt ile ilgili okuma parçası var .işte açıkta içilebilir pakette de içilebilir önemli olan süt içmek konusu vurgulanıyor.öğrenciler tuttutdu ki derya baykal tvde açık süt içmeyin diyor.ee ne yapacaksın şimdi çocuklar inanmış bir kere ne anlatırsam anlatayım tv de öyle demiyorlar öğretmenim diyorlar şimdi ne olacak bu çocukların hali

Anonymous said...

Vеry ѕhortly this web ѕite
will be famous аmong all blog visіtors, due to it's pleasant articles or reviews

my homepage massage pressure points
Also visit my blog - reiki healer